Istakozu da düşünelim

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Açık Bilinç'te Güven Güzeldere, 'ıstakozların bilinçleri var mı, acı hissederler mi?' sorusu üzerinden ıstakozların nasıl canlılar olduğuna değiniyor.

""
Istakozu da düşünelim
 

Istakozu da düşünelim

podcast servisi: iTunes / RSS

Geçen ay, iktidar partisi milletvekili bir hanımın yediği ıstakoz fotoğrafını sosyal medyada paylaşması gündem olmuştu. Peki, ıstakozlar hep bulması zor ve pahalı deniz ürünleri miydi?

Istakozları canlıyken kaynar suya atarak pişirmek, hele acı hissedebiliyorlarsa, ahlaki olarak doğru mu? Felsefede, 'kendimizden başka canlıların zihinleri var mı, varsa neler hissediyor olduklarını bilebilir miyiz?' gibi kadim sorular, 'Diğer Zihinler Sorunu' [The Problem of Other Minds] altında sınıflanır.

'Diğer Zihinler Sorunu' ve ilgili soruları, herkesin anlayabileceği bir dilde ele alan küçük bir kitap, geçtiğimiz ay vefat eden felsefeci ve bilişsel bilimci Daniel Dennett'in Aklın Türleri [Kinds of Minds: Toward an Understanding of Consciousness] başlıklı eseri. 

'Diğer Zihinler Sorunu', insan türünden bedensel biçim ve yaşam pratikleri açısından giderek uzaklaşan türler söz konusu olduğunda daha da zorlaşıyor. Ama 'ıstakozların bilinci var mı, acı hissedebilirler mi?' gibi soruların ne önemi var denebilir. Buna ne cevap vermeliyiz?

'Diğer Zihinler Sorunu'na nasıl yaklaştığımızın aslında pek çok pratik sonucu var. Örneğin, Avrupa Birliği'nde kimi ülkeler, 'ıstakozlar acı hissedebiliyor olabilirler' olasılığını göz önüne alarak, canlı olarak kaynar suya atılmalarını yeni kanunlarla yasakladı.

Duyusal bilince sahip olduğunu düşünmediğimiz pek çok canlının, belki böyle bilinç halleri deneyimlediğine dair inanç giderek güçleniyor. Bu eğilimin yaygınlaştığını, ıstakozlar gibi canlıların yanı sıra - örneğin botanik biliminde - kimi bitkilere yönelik olarak da görmek mümkün.

Ben bitkilerde herhangi bir bilinç hali veya bilişsel bir anlayış olduğunu düşünmüyorum. Yine de bitkiler, duyumsama ve davranış konusunda düşündüğümüzden çok daha becerikli işler yapabiliyorlar. Bu konuyu yakında, çok yeni yayımlanan The Light Eaters başlıklı şu kitap çerçevesinde birkaç bölüm olarak ele alacağım.

Istakozlar konusuna geri dönelim.

'Istakozlar acı hisseder mi?' sorusunu ABD'de gündeme getiren, genç yaşta aramızdan ayrılan yazar David Foster Wallace'ın aynı başlıklı kitabında yayımlanan bu konudaki denemesi 'Consider the Lobster' (2004/5) olmuştu. Wallace, bu başlığı kullanarak, edebi yetenekleri eşsiz bir yemek yazarı olan M. F. K. Fisher'ın 1941'de yayımlanmış 'Consider the Oyster' kitabına atıfta bulunuyordu. Fakat Wallace'ın denemesi, Fisher'ın kitabının aksine yemek tarifleri içermiyor. Wallace, daha ziyade, ıstakozlar ve diğer zihinler sorunu üzerine sorular sormakla ilgili. Bu denemenin özgün metnini, şuradan okuyabilirsiniz  

David Foster Wallace, bu denemede şu iddia da bulunuyordu: ABD'nin doğu kıyısında ıstakoz, 1800'lere kadar o kadar bol ve kolay bulunan bir hayvandı ki ancak yoksul insanların yediği ve pek de sevilmeyen bir deniz ürünü olarak kabul ediliyordu. Hatta Wallace'a göre, mahkumlara sık sık (çok ucuz bir ürün olan) ıstakoz yedirilmesi hapishane isyanlarına bile neden olmuştu - çok ilgi gören bu iddia, daha sonra kimi tarihçiler tarafından sorgulandı veya yalanlandı.

Her halükarda ıstakozlarla ilgili pek çok ucu açık ve nasıl cevaplayacağımızı bilmediğimiz ilginç sorular olduğunu görmek mümkün. Yani ıstakozlar konusu, ülkemiz gündeminde yer aldığı halinden ibaret değil.